17 Ocak 2011 Pazartesi

0 - 6 YAŞ ÇOCUKLARINDA SIK GÖRÜLEN ŞİKÂYETLER, NEDENLERİ, BELİRTİLERİ, BAKIM VE KORUNMA YOLLARI

İshal (Diare, Sürgün)
     Çocuğun alışılmış sayıdan (üçten fazla) ve sulu kaka yapması durumuna ishal denir. İshal, çocuğun vücudunda su ve tuz kaybına yol açar. Hatta ileri safhalarda ölüme neden olabilir.         
     
     Süt çağı çocuklarının bağırsakları çok duyarlı olduğundan kolaylıkla ishal olurlar.


Çocuklarda Başlıca İshal Nedenleri

Beslenme Hataları:

  • Aşırı beslenme, özellikle süt çocuklarında görülür.
  • Az beslenme, uzun süre yetersiz beslenen süt çocuklarında açlık ishalleri görülür.
Mide Bağırsak Alerjisi: İnek sütü ve diğer besinler alerjiye neden olur.

Enfeksiyon Hastalıkları: Bakteri veya virüslere bağlı bağırsak enfeksiyonlarında şiddetli ishaller görülebilir. Tifo, dizanteri, kolera, yaz ishali gibi.

Bağırsak Parazitleri: Çocukta görülen ishalin kaynağı olabilir.

Zehirlenmeler: İlaç veya bazı zehirli maddelerin alınması sonucu çocuklarda ishal ve kusma görülür.

     İlk 4-6 ay anne sütü ile beslenen bebeklerde ishal daha az görülür. İshal, çocuklarda önemli beslenme bozukluklarına yol açar. İshal sırasında çocuktaki su ve tuz kaybı mutlaka yerine konulmalıdır. Ağızdan verilen şeker, tuz, karbonat eriyiği hayat kurtarıcıdır.

Su kaybı belirtileri olan çocuklara ishal paketleri(ORS) verilmelidir. Bu paketler, sağlık kuruluşları ve eczanelerden temin edilebilir. Hazır ishal paketi temin edilmediği durumlarda bu paket evde hazırlanabilir:

  • 5 su bardağı kaynatılıp soğutulmuş su
  • 2 çorba kaşığı toz şeker
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 1 çay kaşığı karbonat
     
     İshali olan çocuklara her sulu kakadan sonra en az bir çay bardağı bu karışımdan verilmelidir. Çocuklar bunun tadından hoşlanmazlar, meyve suyu ile karıştırılabilir. Bu ishal içeceği, çocuğu tedavi etmek için değil; sadece vücudundaki su ve tuz kaybını önlemek içindir.

     İshalli çocuğun bağırsaklarında emilim az olacağından, eskisinden daha kuvvetli yiyeceklerle beslenme ihtiyacı doğar. Bunun için çocuğun sulu, fakat besin değeri yüksek, sindirimi kolay yiyeceklerle az az ve sık sık beslenmesine devam edilmelidir.
Bu yiyecekler:
  • Emiyorsa anne sütü
  • Bol miktarda kaynatılıp soğutulmuş su
  • Elma, şeftali, havuç gibi meyve suları, muz
  • Açık çay, ıhlamur
  • Ayran
  • Yağsız çorbalar
  • Pirinç lapası, yağsız yoğurt
  • Havuç patates püresi vb.
  • Pişmiş yağsız et
     Anne sütü ile beslenen çocuk ishal olursa, emzirmeye devam edilmelidir. Çocuk emmiyorsa, inek sütü alıyorsa inek sütünü sulandırma iki misli fazla olmalıdır. Çocuğun dışkısında kan varsa dışkı sayısı 8-10 defadan fazla ise yüksek ateşi ve kusması varsa, ishal birkaç gündür devam ediyorsa, ağız ve dilde kuruluk, dalgınlık, idrar yapamama veya çok az yapma, gözlerde ve bıngıldakta çökme ve karın derisinde gerginliği kaybetme gibi belirtilerden biri ya da birkaçı görülürse çocuk vakit geçirmeden doktora götürülmelidir.

     Bebeklerin ve küçük çocukların ishalden korunması için yeterli ve dengeli beslenmesi gerekir. İlk 4-6 ay anne sütü çocuk için en ideal besindir. 

    6. aydan sonra ek besinler verilmelidir. İçme suyu temizliğinden emin olunmayınca su kaynatılmalıdır.

     Çocuğa verilecek tüm besinler taze, temiz olmalıdır. Sonra ek besinler verilmelidir. Sebze ve meyveler bol su ile 3-4 kez yıkanmalıdır.

     Yiyeceklerin hazırlanması, pişirilmesi ve saklanması sağlık kurallarına uygun şekilde, temiz ortamda yapılmalıdır.

     En önemlisi de; anne çocuğun bezini değiştirdikten sonra, kendisi tuvaletten çıktıktan sonra, yiyecekleri hazırlamadan ve bebeği beslemeye başlamadan önce ellerini sabunla iyice yıkamalıdır. Tuvaletler temiz tutulmalıdır.

     Sinek ve böceklerle mücadele edilmelidir.
     
     Çöpler kapalı torbalar içinde saklanmalıdır.

İshal Olan Bebekler Nasıl Beslenmeli?

0 - 6 YAŞ ÇOCUKLARINDA SIK GÖRÜLEN ŞİKÂYETLER, NEDENLERİ, BELİRTİLERİ, BAKIM VE KORUNMA YOLLARI

Çocuklarda Kusma, Kusmanın Sebebi, Kusmanın Önlenmesi (0-6 Yaş)
Kusma: Midedeki besinlerin, karın kaslarının kasılması sonucu ağız yoluyla boşalması kusma olarak tanımlanır. Yeni doğanda, beslenmeden sonra bir miktar besinin ağız ve burundan çıkması kusma ile karıştırılmamalıdır. Bu durum çoğu kez zararsızdır. Ancak sırtüstü yatan bebeğin kustuklarının solunum yoluna kaçabilmesi nedeniyle boğulma tehlikesi söz konusu olabilir. Onun için bebek beslendikten sonra yan yatırılmalıdır. Çocuk otururken kusarsa yüzü hemen aşağıya çevrilmeli, solunum yolları serbest bırakılmalıdır.

     Gerçek kusmada, alınan gıdanın büyük bir kısmı çıkartılır.

     Kusmanın sebebi, mama ile yutulan havanın yaptığı bozukluktan olabileceği gibi; soğuk algınlığı, ateşli hastalıklar, idrar yolu ve böbrek iltihapları, mide-bağırsak kanalı hastalıkları ve korku gibi psikolojik etmenler de olabilir. Bu sebeple kusma, beraberinde görülen ateş, ishal, karın ağrısı vb. belirtilerle beraber değerlendirilmelidir. Kusmalar ciddi su ve kilo kaybına yol açabileceği için tedavide geç kalınmamalıdır.

     Bebeklerde beslenme hatalarına bağlı kusmalar; bebeğin hava yutmadan beslenmesiyle, beslenme sırasında yutulan havanın neden olduğu gazın çıkartılmasıyla, temiz ve sağlıklı besinlerle önlenebilir. Kusma geçtikten sonra bebeğin bir süre dinlenmesi sağlanmalıdır. Sulu ve hafif yiyeceklerden başlanarak az ve sık sık beslenmelidir.

Kusmanın Yaşanmaması İçin Alınması Gereken Önlemler
  • Mama ve diğer gıdalar temiz ve taze hazırlanmalı, yeterli miktarda ve normal ısıda olmalıdır.
  • Biberonun emzik deliğinin büyük ya da dar olmaması gerekir.
  • Süt veren anne üşütmemeli ve kendi bakımına özen göstermelidir. Sigara, alkol gibi çocuğa zararlı alışkanlıkları varsa bunları bırakmalı, doktora danışmadan ilaç kullanmamalıdır.
  • Çocuklar yaşlarına uygun beslenmeli ve normalin üstüne çıkılmamalıdır.
  • Katı besinlere erken ya da geç başlanmamalıdır. 
  • Beslenme ve gaz çıkartılmasından sonra çocuk, fazla hareket ettirilmeden sağ tarafına yatırılmalıdır.
  • Tekrarlayan ve nedeni belli olmayan kusmalarda mutlaka doktora başvurulmalıdır.
http://www.saglikuzerine.net/cocuklarda-kusmakusmanin-sebebikusmanin-onlenmesi.html

Bebek Kusarken Ne Yapmak Gerekir?


16 Ocak 2011 Pazar

Utanma Duygusu

Utangaç Çocuklar İlerleyen Yaşlarda Ne Tür Sorunlar Yaşayabilir?
            
UzmanTV
Çocuğunuz Utangaçsa



Ama bu durum çocuk ergenliğe girince değişiyor.

Nuran Çakmakçı'nın haberine göre;


Gençler, Gerçek Dünyada Utanıyor, Sanal Dünyada Açılıyor
Selda Koydemir, son zamanlarda gençlerde utangaçlığın arttığının altını çiziyor. Ama bunun suçlusunun tahmin ettiğiniz gibi internet değil, biraz aile, biraz çevrenin olduğunu belirtiyor. Koydemir'e göre çocuklarından çok şey bekleyen ve onları koşullandıran ailelerin çocukları daha fazla utangaç. Şaşırtıcı ama dışa dönük, serbest gençler arasında utangaçlık gittikçe yaygınlaşıyor. Seslerin, kimliklerin ve görüntülerin olmadığı sanal dünyada gençler kendini ifade ederek utangaçlıktan sıyrılıyor.

Utangaçlığın İlk Adımı Ergenlikte
Utangaçlığın ilk adımı aslında ergenlikte atılıyor. Bu dönemde çocuklar içine kapanmaya ve sosyalleşmemeye başlıyor. Arkadaşlarıyla görüşmeleri azalıyor, sosyal ortamlardan kaçınıyor, bir yere davet edildiği zaman gitmeme bahaneleri uyduruyor, tek başına bir şey yapmak istemiyor. Biriyle konuşurken kızarma, titreme, çok fazla heyecanlanma, sınıfta topluluk önünde konuşamama, söz alamama, kendini ifade edememe de utangaçlığın ipuçları olabilir. Her utangaç depresyon yaşayacak diye bir şey yok. Ama çocuk için bunlar birer ipucu olabilir. Bu belirtiler uzun süre devam ediyorsa şüphelenin ve bir uzmandan destek alın. Aile bu durumda profesyonel yardım almalı. Ama ailenin de özellikle kendi davranışlarına bakması, çok aşırı beklentiler içindeyse bunu azaltması gerekiyor. Çok serbestse bu da utangaçlığa yol açabilir. Yani herhangi bir kural yoksa da utangaçlık olabiliyor. 

                                                               Utanmak

Hem kural koymayan, hem de çok otoriter aileler utangaçlığı teşvik ediyor. Bu tip ailelerde çocuk, kendine güvenini kaybediyor, korkmaya başlıyor, çeşitli korkuları oluşuyor.

Modern Ailelerin Utangaç Çocukları
Ailenin serbestliği, kural koymaması ya da ilgisiz kalması çocuğun psikososyal gelişimini etkiliyor. Çocuğun utangaç olmasında rol oynuyor. Bu tarz aile tutumlarında çocuğun bu durumda benlik değeri yani kendiyle ilgili algısı yeterince gelişmiyor ya da olumsuz gelişiyor. Ve sonra kaygılar oluşabilir.

                                               Utanmak 1

Genellikle büyük şehirlerde yaşayan ve daha modern ailelerin çocuklarında utangaçlık artıyor. Çünkü, çalışmaya başlayan anneler geçmişte yapmak istediklerini çocuklarından bekliyor. Bu bir spor, müzik veya akademik başarı olabiliyor. Bu beklentileri çocuklara ciddi şekilde hissettirince sorun oluşuyor. Çocuğa ‘Seni şu kursa yazdırdım, senin şu alanda ilerlemeni istiyorum’ demesi de bir baskı. Belki çocuk bunu istemiyor, ama anne baba istediği için çocuğa seçme şansı sunmuyor. Çocuğun hafta sonları, akşamları doluyor. Kurstan kursa koşturuyorlar. Çocuğun artık kendisi konuşamaz duruma geliyor. Herşey onun için yapılıyor, önüne sunuluyor. Ancak, bu durumda da çocuk isteklerini söyleyememeye başlıyor. Çok fazla beklenti olunca "ben bunları nasıl karşılayacağım, ya karşılayamazsam ya olumsuz olarak beni görürlerse" gibi birtakım düşünceler de korkulara ve kaygılara yol açıyor. Belki ailelerinin de bu beklentilerinin farkına varıp, bunları aşağı çekmesi söz konusu olabilir.

Son olarak internet korkulacak birşey değil. Eğlence, iletişim ve bilgi akışı için kullanılıyor. Ama en tehlikelisi eğlence amaçlı olanı. Diğerleri ise zararlı değil, tam tersine yararlı.
31.12.2010


Prof. Rowland Miller'in yaptığı  araştırmaya göre ise;

Facebook ve Twitter Utanmayı Unutturdu
ABD’li psikoloji profesörü Miller, 30 yıl boyunca yaptığı araştırmalar sonucunda facebook ve twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinin utanma duygusunu yok ettiğini belirledi.


"İnsanların hayatlarının bütün detaylarını tüm dünyayla paylaşmalarını sağlayan Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım siteleri utanma duygusunu yok ediyor."


Bu cümle, 30 yıl boyunca utanma duygusu üzerine araştırma yapan ABD'li psikoloji profesörü Rowland Miller'ın ulaştığı sonucu özetliyor.

Texas'taki Sam Houston State Üniversitesi'nde görev yapan Prof. Miller, geçen ay yayımladığı araştırmasında, son yıllarda özellikle gençler arasında utanma duygusunun gittikçe ortadan kaybolduğunu ve bunun en büyük nedeninin teknoloji olduğunu belirtti. İngiliz Times gazetesi yazarı Nicola Pearson, Miller'ın araştırmalarından ve kendi tecrübelerinden yola çıkarak, "Artık hiçbir şeyden utanmıyor muyuz?" başlıklı bir makale yayımladı.

"Utanmak, tek başınayken hissettiğiniz bir his değil, sosyal bir duygudur. Başka insanların hakkınızda ne düşündüğünü umursadığınızı gösterir." diyen Pearson, Prof. Miller'ın da bu konudaki şu saptamalarına yer verdi: "Twitter ve facebook'ta her düşüncemizi açıklamaya öylesine alıştık ki, gittikçe duyarsızlaşıyoruz ve insanların ne düşündüğünü umursamaz hale geliyoruz. Biri Bizi Gözetliyor gibi yarışmalarda insanların sürekli kendilerini aptal yerine koyup bir de bundan para kazandığını görünce, utanacak bir şey kalmıyor."



                                    Utanmayı Unutturdular


"Duygusuzlaşıyoruz"

"Utanma duygusu, insanların toplumda kabul görmek istediğini gösterir. Bizim ne düşündüğümüzü umursamayan insanlardan hoşlanmayız ve onlara güvenmeyiz. Utanmak istemeyen insanlar daha düşünceli, dikkatli ve saygılı davranırlar. Utanma duygusu olmazsa davranışlarımızı hiçbir şekilde kısıtlama ihtiyacı duymayız. Nezaket gösterme ve doğru-yanlış ayrımı ortadan kalkarsa duygusuzlaşırız ve diğer insanların hayatını zorlaştırırız."





24 Aralık 2010 Cuma

0 - 6 YAŞ ÇOCUKLARINDA SIK GÖRÜLEN ŞİKÂYETLER, NEDENLERİ, BELİRTİLERİ, BAKIM VE KORUNMA YOLLARI

Pamukçuk ve Ağız Yaraları
     Pamukçuk; yeni doğanda ve süt çocukluğu döneminde dil, yanak içleri ve damakta görülen bir mantar hastalığıdır. Ağız içinin her iki tarafında beyaz lekeler oluşur. Bu lekeler, toplu iğne başı büyüklüğündedir ve ağızda süt pıhtısı görüntüsü verir. Prematürelerde, temiz bakılmayan hastalıklı ve zayıf bebeklerde daha sık görülür. Bebek, ağzı acıdığı için emmede zorluk çeker.

     Anne memesinin ılık suyla temizlenip bebeğe verilmesi, memelerin temiz tutulması, biberon ve emziğin iyice kaynatılması, meme ve mamadan sonra bebeğe su içirilmesi (ağızda kalan süt artıklarının temizlenmesi için) pamukçuk oluşmaması için alınacak önlemlerdir. Önlemlere rağmen pamukçuk görülürse anne, işaret parmağına temiz bir tülbent sararak parmağını karbonatlı suya batırmalı ve bebeğin ağzını, yanak içlerini parmağı ile silmelidir. Gün içinde bu işlem birkaç kez tekrar edilmelidir. Yine de geçmezse doktorun önerilerine uygun hareket edilmelidir.

     Çocuklarda dilde, diş etlerinde ve ağız kenarlarında değişik türlerde ağız yaralarına da sık rastlanır. Ağız mukozası kırmızı, şiş ve ağrılıdır. Bu yaralar yüzünden çocuk, özellikle yemek yeme sırasında acı çeker. Vitamin eksikliği, çocuğun ruhsal durumundaki olumsuzluklar, yanak içi ısırmaları, temizlik kurallarına dikkat etmeme bu yaraların oluşmasına neden olabilir.

     Çocuğa ağzını tahriş etmeyecek yumuşak kıvamlı besinler verilmeli, beslenme sonrasında   çocuğun ağzı karbonatlı suyla temizlenmelidir. Çocuğun kullandığı emzik, ağzına götürdüğü oyuncaklar vb. kaynatılarak temizlenmelidir. İyileşme göstermeyen durumlarda doktora başvurulmalıdır.
  
Gaz Sancıları ve Karın Ağrıları
     Bebek emzirilirken sütle birlikte bir miktar da hava yutar. Anne her emzirmeden sonra bebeğini, baş ve omuz hizasında dik tutarak sırtını sıvazlamalı, bebeğin gazını çıkarmalıdır. Bu işlemden önce omzuna temiz bir tülbent koymayı da ihmal etmemelidir. Çünkü bebek, gaz çıkarma esnasında yediklerinin bir kısmını da kusabilir. Gaz çıkarma işlemi, bebeğin annenin dizleri üzerine yüzükoyun yatırılmasıyla da yapılabilir. Bebeğin gazının çıktığı gark sesinin gelmesiyle anlaşılır. Gazı çıkartılmadan yatırılan bebekler sancılanır ve sürekli ağlar. Karnı şişkindir. Ağlama sırasında yüzleri kızarır, bacaklarını karnına doğru çeker ve yüksek sesle bağırırlar.
     Gaz sancısı bebeğin büyüme ve gelişmesini engellemez, zamanla azalarak 3 aylıktan sonra kaybolur.

                                              Gaz sancısı olan bebek

     Daha büyük çocuklarda gaz, genellikle üşütme ve bazı yiyeceklerden olur. Çocuk yardımsız olarak gazını çıkarabilir. Korunmak için anne, çocuğu mevsimine göre giydirmeli, gaz yapan yiyecekler normalden fazla tüketilmemelidir.

     Karın ağrıları çocukluk yıllarında daha çok görülür. Ağrı, şiddetli değilse ve çocuk diğer uğraşlara daldığında karın ağrısını unutabiliyorsa ağrı psikolojik kökenli olabilir.
  
     Ancak karın ağrısı çok şiddetli ve uzun süre devam ediyorsa, sık sık tekrarlıyorsa, ateş, kusma, ishal gibi diğer belirtilerle birlikte görülüyorsa hastalık belirtisi olarak değerlendirilmeli ve mutlaka çocuğu doktora götürmelidir.
http://megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/modul_pdf/761CBG019.pdf

HASTALIK

 Tanımı ve Belirtileri
     Dünya Sağlık Örgütü, sağlığı; "Yalnız sakatlık ve hastalığın olmayışı değil bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik halinin bulunması" olarak tanımlamaktadır. Hastalık ise sağlığın zıddı bir kavramdır. İnsan vücudunun çeşitli nedenlerle bedensel, sosyal ve ruhsal yönden dengesinin bozulmasına hastalık denir. Hastalık; kişiyi rahatsız eden, normal olmayan ve kendi bedeninden kaynaklanan uyarımların oluştuğu bir durumdur. Hastalık vücutta hücre ve organlarda yapısal ve fonksiyonel değişimler yapar.


Hastalık Belirtileri; kendileri tek başlarına hastalık olmayan; ancak hastalık durumunda birkaçı bir arada görülen, insanı rahatsız eden olumsuzluklardır. Bu belirtilerin izlenmesi, hastalık teşhisinde önemli rol oynar.
Her hastalığın kendine özgü belirtileri vardır. Ancak genelde tüm hastalıklarda ortak görülen belirtiler şunlardır:

Ateş
     Hastalığa karşı vücudun göstermiş olduğu bir tepkidir. Normal kabul edilen 36-37,5 derece arasındaki vücut ısısının yükselmesine ateş denir. Vücut ısısının normalin üzerine çıkması, genellikle bir enfeksiyonun oluşuna bağlıdır. Ateşi olan çocuğun vücudu sıcak, rengi soluktur. Genellikle titrer. Çocuk ateşlendiği zaman alnı, koltuk altı ve kasıkları ıslak bezlerle silinmeli ya da ılık suyla banyo yaptırılmalıdır. Gerekiyorsa banyo işlemi, gün içinde birkaç kez tekrarlanmalıdır. Ateşi olan çocuk üşüdüğü için üstü kalın örtülerle örtülmemelidir. Üzerine ince giysiler giydirilmelidir. Bol içecek ve sıvı gıdalar verilmelidir. Doktora götürülüp ateşinin neden kaynaklandığının sebebi araştırılmalıdır.

Çocuklarda ateş (vücut ısısı) üç şekilde ölçülür:
Ø Ağızdan (dil altından)
Ø Koltuk altından
Ø Makattan
    
     Vücut ısısı büyüklerde koltuk altı ve dil altından, bebeklerde makattan veya koltuk altından ölçülebilir. Makattan ve dil altından ateş ölçümlerinde ısı, koltuk altı ısısından bir derece yüksektir. Ateş, derece ile ölçülür. Ateş ölçmeden önce derece iyice sallanır. Derecenin cıvalı ucu koltuk altına yerleştirilir. Koltuk altı kuru olmalıdır. Çocuğun kolu, derece yerinden düşmeyecek şekilde vücuduna bitişik olarak 3-5 dakika tutulur. Sonra derece çıkartılıp okunur.


     Dil altından ölçülecekse aynı şekilde derecenin cıvalı ucu, dil altına konulup çocuğun ağzını 3 dakika kapalı tutması istenir.


     Ateş, makattan ölçülecekse çocuk belden aşağısı çıplak olarak sırtüstü yatırılır. İki bacağı, bir elle tutularak hafifçe yukarı kaldırılır. Derecenin cıvalı ucu, makattan 1-2 cm içeri sokulur. 1-2 dakika beklenir. Sonra derece çıkartılıp okunur. Bu ölçümler, belirli aralıklarla tekrarlanmalı ve not edilmelidir.


     Çocuğun ateşi, 39 derecenin üstüne çıkıyorsa; yüksek ateş, havaleye sebep olabileceğinden vakit geçirmeden doktora götürülmelidir. Cıvalı termometreler yerine son yıllarda dijital termometreler yaygın olarak kullanılmaktadır. Kulaktan ölçen dereceler de mevcuttur. Ancak pahalı olduğu için kullanımı çok yaygınlaşmamıştır.


Kusma
     Mide içeriğinin, istek dışı olarak ağızdan gelmesidir. Bebek beslendikten kısa bir süre sonra bu durum yenilenlerin geri gelmesidir, kusma olarak değerlendirilmez. Gaz çıkarırken yediklerinin bir kısmı ağızdan gelebilir, bu durum beslenirken hava yutması sonucu olur. Kusma tek başına da hastalık belirtisi olabilir. Kusma devamlı ve kokulu ise ishal ve ateş de beraberinde var ise bir hastalık olabileceği düşünülerek doktora başvurulmalıdır. Bazı ateşli hastalıklar, fazla beslenme, boğmaca, mide ve solunum yolu rahatsızlıkları, düşmeler sonucu beyin sarsıntıları ve psikolojik nedenlerle kusma görülebilir.
     
İshal
     Dışkının sulu ve normalden daha sık olmasıdır. İshal; sindirim sistemi hastalıkları,idrar yolu enfeksiyonları ,beslenme bozuklukları ve bulaşıcı hastalıkların bir belirtisi olabilir.İshalde fazla beklemeden doktora başvurulmalıdır.

Karın Ağrısı
     Fiziksel ya da psikolojik olabilir. Çoğu karın ağrıları, hiçbir tedavi gerektirmeden kendiliğinden geçer. Karın ağrısı, sindirim sistemi hastalıklarında görülen bir belirtidir. Kusma, ishal ve ateşle birlikte olabileceği gibi tek başına da olabilir. Karın ağrısına; bağırsak parazitleri, bağırsak düğümlenmesi, besin zehirlenmeleri, mide hastalıkları ve apandisit sebep olabilir.

İştahsızlık
     Alınması gereken besin miktarının az alınması durumudur. Çocuklarda iştah, vücudun enerji gereksinimine bağlıdır. Çocuklar hareketli oldukları zamanda çok yerler; az enerji sarf ettikleri zamanlarda ise iştahsız olurlar. Bazı çocuklar diğerlerine kıyasla yediklerini daha az yakar. İştahsızlıkla birlikte çocukta sağlıksız bir görünüm gözleniyorsa ve yaşıtlarının gelişim olarak gerisinde kalıyorsa bunun nedenleri araştırılmalıdır.

     Ateşli hastalıklar, karaciğer enfeksiyonları, boğaz ağrısı, idrar yolu enfeksiyonları, fazla şekerli gıdalar yeme, gereğinden fazla süt içme, ek besinlere zamanında başlamama, düzensiz yemek yedirme ve annenin fazla ısrarcı olması vb. durumlarda iştahsızlık gözlenir. Nedeninin belirlenmesi ile sorun çözülebilir.

                                                     iştahsız bebek

Öksürük
     Vücudun bir savunma mekanizmasıdır. Solunum sistemi hastalıklarında görülen bir belirtidir. Boğaz ve ciğerlerdeki bir tahriş ya da sıkışma sonucu görülen normal bir tepkidir. Öksürük bir nezle belirtisi olduğu gibi boğmaca, kızamık, grip, verem, bronşit, zatürre gibi hastalıkların belirtisi de olabilir. Sigara dumanı, boğaza yabancı cisim kaçması durumlarında da görülebilir. Eğer öksürük, nefes almayı zorlaştırıyor ve dudak kenarlarında morarmaya neden oluyorsa önemli bir sağlık sorunudur, hemen doktora başvurulmalıdır.
    
Döküntüler
     Bazı hastalıklarda (kızıl, kızamık gibi) vücut üzerinde döküntüler görülebilir. Döküntülerin oluş şekli, hastalığa göre değişiklik gösterir. Döküntü bazen de deriye temas eden herhangi bir şeye alerjiyi ya da vücudun tahriş edici bir kimyasal maddeye tepkisi gösterebilir.

     Bu belirtilerin dışında halsizlik, burun akıntısı, yorgunluk, durgunluk, renk solukluğu ve çeşitli ağrılar da hastalıların belirtisi olarak görülür.

22 Aralık 2010 Çarşamba

Yemekte Ne Var Anne?

Ne yok ki?


Tavuk yok, çünkü antibiyotikle büyüttüler.


Et yok, çünkü hormon verdiler.


Balık yok, çünkü neslini tükettiler.


Tüketemedilerse, nehre ve denize kimyasal atık döküp civa ile beslediler.


Sebze yok, çünkü sentetik gübre koydular.


Tahıl yok, çünkü genleri ile oynadılar.


Meyve yok, çünkü zirai ilaç sıktılar.


İnek sütü yok, çünkü insan bünyesine uygun değil dediler.


Meyve suyu yok, çünkü çok şekerli dediler.


Yoğurt yok, çünkü içine süt tozu kattılar.


Bal yok, çünkü çiçeklik ve ormanlık alanlarla beraber arıları da yokettiler.


Bir doktor üç beyazı hayatınızdan çıkarın dedi.


Başka bir doktor meyvenin fazlası zarar dedi.


Bir doktor zeytinyağı ve tereyağı yaramaz, çiçek yağı ve margarin en güzeli demişti. O emekli olduktan sonra yerine gelen doktor fikir değiştirdi.


Bu arada gözünü kulağını kapatıp birsey yemeye karar verdiysen, vejeteryan menüsü, vegan menüsü, çiğ menü, mikrobiyotik menü, glisemik indeks menüsü veya taş devri menüsü var.


Boşver anne, havayla suyla idare ederiz dersen, Chicago şehir şebeke suyunda da kanserojen etkisi olan krom bulmuşlar. Şişe veya damacana suların çoğu da şehir şebekesinden geldiği için biz de bu hintli amca gibi sadece güneş ışığı ve hava ile doymayı öğrensek iyi olacak.
http://www.pratikanne.com/2010/12/yemekte-ne-var-anne.html

Aşı Takvimi

http://www.xbebek.com/bebek-asi-takvimi-2010.html  adresinde yer alan aşı takvimi;
Sağlık Bakanlığı 2010 aşı takvimi. Bebekler için aşı vazgeçilez öneme sahiptir. Bu sebeple anne ve babalar tarafından ihmal edilmeden takibi yapılmalı ve gereken zamanlarda aşıları yapılmalıdır. Sağlık bakanlığı tarafından zaman zaman aşı takviminde değişiklikler yapılabilmekdir. İşte sağlık bakanlığının belirlediği son aşı takvimi;


2010 Aşı Takvimi
Doğumda hemen : Hepatit B
1. ay aşısı : Hepatit B
2. ay aşısı : Karma(DBT-Çocuk felci) + Verem,Rotavirüs(1.) ve Pnömokok-1
3. ay aşısı : Karma (DBT-Çocuk felci), Rotavirüs(2.) ve Pnömokok(2.)
4. ay aşısı : Karma (DBT-Çocuk felci), (zatürre)Pnömokok(3.)
6. ay aşısı : Hepatit B
12. ay aşısı : Kızamık, kızamıkçık, kabakulak
12 – 14 ay aşısı : Suçiçeği
12-15 ay aşısı : Pnömokok (4)
18. ay aşısı : Karma (DBT-Çocuk felci)
24. ay aşısı : Hepatit A
30. ay aşısı : Hepatit A
4-6 yaş arası aşısı : Kızamık, kızamıkçık, kabakulak
4-6 yaş arası aşısı : DBT(difteri,boğmaca,tetanoz)-çocuk felci
4-6 yaş arası aşısı : Suçiçeği